Tarih: 29.07.2025 15:44

ANTALYA ARKOLOJİ MÜZESİ TADİLATA GİRDİ.. AMA EYLEMLER SÜRÜYOR

Facebook Twitter Linked-in

Antalya Arkeoloji Müzesi'nin kapatılmasının ardından müze savunucuları mücadelesini sürdürüyor. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında müzenin yıkım kararından ivedilikle dönülmesi gerektiği vurgulandı

Antalya Arkeoloji Müzesi'nin kapatılmasının 13'üncü gününde de tepkiler dinmedi. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen yürüyüş, Barbaros Çay bahçesinde başladı ve müze önüne kadar devam etti. CHP Antalya milletvekilleri Cavit Arı ve Aliye Coşar'ın ve CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı'nın da destek verdiği eylemde 'Müze halkındır, yıkılamaz' sloganları atıldı. Müze önünde yapılan Mülkiyeliler Birliği Antalya Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında grup adına konuşan Devrim Mol, Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkım kararını öğrendikleri andan itibaren Müze Çalışma Grubuna dahil olduklarını belirtti. Hukuksal, tarihsel, mimari, ekonomik, politik ve diğer açılardan 'ne yapılabilir'i sorgulama ve değerlendirme halinde olduklarını ifade eden Mol, gerekçelerini şöyle sıraladı: "Müzenin neden yıkılmaması, neden içindeki eserlerle birlikte korunması gerektiğine dair birçok (tarihsel, kültürel, ekonomik) tespit ve gerekçelerimiz var. Her şeyden önce Antalya Arkeoloji Müzesi Antalya'yı Antalya yapan, 'Kent' kimliğine büründüren simgesel yapılardan biridir. Mimari bir proje yarışması ile inşa edilen ilk müzedir. Modern Müzecilik anlayışının ilk örneğidir. Kütüphanesi, konferans salonu, çeşitli sergi alanları ve bahçesiyle topyekun bir kültür merkezi olarak tasarlanmış, bu yönüyle, 1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından 'Yılın Müzesi' özel ödülünü almıştır. Türkiye genelinde 35 müze depreme dayanıksızlık gerekçesiyle çeşitli zamanlarda yıkılmış ve yenisi yapılmamıştır. Yaklaşık bir yıl önce müzenin önünden başlayıp Konyaaltı plajına kadar uzanan falezler kesin korunacak hassas alan statüsünden çıkarılmış, 'nitelikli doğal koruma alanı'na dönüştürülmüştür."

'AÇIKLAMA BEKLİYORUZ!'

Devrim Mol, bu değerlendirme ve tespitler sonucunda Kültür ve Turizm Bakanlığından şu sorulara açıklama beklediklerini dile getirdi: "Antalya Arkeoloji Müzesi, Koruma Kurulu tarafından neden tescile değer bulunmamıştır? Restore edilerek çok daha mütevazı bir bütçe ile güçlendirilebilecekken neden yüzde 25'lik bir alan için yıkıp, 2,5 milyar TL harcama gereği duyulmuştur? Hem eğitim hem kültür ve hem de turizm açısından değerli bir kaynak olan bir müze neden alelacele ziyarete kapatılmıştır? Yıkıma gerekçe gösterilen depreme dayanıksızlık ve deprem performans analiz raporu neden hala kamuoyu ile paylaşılmamaktadır? Bunca görüşmelere ve çağrıya rağmen Müze Çalışma Grubu; neden Antalya Arkeoloji Müzesinin yeniden değerleme sürecine dahil edilmiyor ve dikkate alınmıyor? Açıklama bekliyoruz elbette ama bizce bu soruların yanıtı, kapitalizmin kente biçtiği rol ve modern kent kavramının dayandığı, neo liberal politikalarda, ideolojik arka planda yatmaktadır. Kapitalist sistem tıkandığı her noktada, 'gelişme, ilerleme, organize etme, pazar ağını yaratma' argümanlarını kullanarak kendini yeniden yaratmakta ve bunu da en çok yapı ve mekanlar üzerinden sağlamaktadır. Bu politikaların uygulayıcıları ise, kentler üzerinde belirleyici bir güç olmaya çalışmakta, halkın taleplerini görmezden gelmekte ve derin bir demokrasi krizi yaşanmaktadır."

'İKTİDARIN BİLİNÇLİ SEÇİMİ'

Mol, politikacılara sert çıkarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Öte yandan bu politikacıların kendi tarihlerini yazma gayretiyle, kendinden önce var olan yapıyı değersiz kılarak, toplumsal hafızayı yok etmeye çalıştıkları 35 müzenin kapatılmasından da anlaşılmaktadır. Bu iktidarın bilinçli bir seçimidir. Politik ve ideolojik bir kaygının sonucudur. Aynı zamanda, kent nüfusunu oluşturan bizleri de bir avuç 'çapulcu' ya da 'istemezükçü' olarak nitelendirirlerken, ötekileştirerek karar süreçlerinin dışında tutulmak isteniyoruz. Oysaki bizler yaşadığımız bu şehirde yurttaşlıktan gelen haklarımızı kullanıyor, kente dair yapılacak her şeyin, yaşamımız üzerinde doğrudan etkide bulunacağının farkında olarak müzemize sahip çıkıyoruz."

'BU KARARDAN DÖNÜLMELİ'

"Tüm bu anlayış çerçevesinde yetkililere sesleniyoruz. Öncelikle tepeden inme bir kararla alınan yıkımdan bir an önce vazgeçilmeli, 2863 sayılı yasa çerçevesinde tescil edilerek koruma altına alınmalı ve ivedilikle ziyarete açılmalıdır. Öte yandan bina restore edilerek güçlendirilmeli, yeni alanlar açılarak kentin orta yerinde; kültürün, felsefenin, edebiyatın, sanatın, sosyal aktivitelerin, entelektüel faaliyetlerin merkezi haline getirilmelidir. Her kentin ayrı bir kimliği ve dokusu varken giderek birbirine benzeyen tek tipli, renksiz binalar ve mekanlarla sıradanlaşıyoruz. Antalya Arkeoloji Müzesi bu şehrin kültürünü ve kimliğini yansıtan bir değer olarak kalmalıdır. Yıkılarak, yok edilerek toplumsal hafızada boşluklar oluşturulmamalı, kültürel ve tarihsel süreklilik kesintiye uğratılmamalıdır. Kenti tek bir rasyonel planın yansıması olarak oluşturma anlayışından vazgeçilmeli, süreç şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmelidir. En nihayetinde demokrasinin kuralları işletilmeli, halkın sesine kulak verilmelidir." /AKDENİZMANŞET




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —